1 Ekim 2012 Pazartesi













aşkı tatmış olan insanların gerçekten çok sevdiği film. bu yüzden bütün dünyada bu denli sevildi. kokuların, küçük detayların, önemsiz gibi gözüken önemli şeylerin filmidir eternal. birşeyleri görmek mükemmel birşeydir. ama sevgili denen şey ayrıntıdır, kokudur, sestir, küçük anlamsız bir bakış, bir renktir, ondan ayrı kalınan zamanlarda, acıyı katlamak için onunla gittiğiniz bir kafeye girdiğinizde hissettiklerinizden çok onun kullandığı şampuanın kokusunu tamamen tessadüf eseri süpermarketteki bir reyonun yanından geçerken 1-2 saniyeliğine algılamanızdır. o an flashbackler sel olur, beyin o kadar işlevsel çalışırki hiç düşünemeyeceği kadar hızlı düşünür yüzlerce memory'i getirir önünüze. o an hissedilen şeyler, dudakta peydah olan küçük gülümseyiş, sevgilisinden ayrıldıktan sonra kendini bitap eden, anıları, hatıraları acılarla yoğuran arabesk beyinlerin asla anlayamayacağı birşeydir. o gülümseyiş, o özleyiş; bir mutluluktur.

bu yüzden sevdik eternalı. aşkın siyah ve beyazdan ibaret olmadığını; arada turuncu diye tatlı-ekşi bir renkte bulunduğunu bize gösterdiği için. ve aşık olan, aşk denen duyguyu iliklerine kadar hissetmiş olan herkes en azından birkez demiştir küçük bir gülümseyişle şunu kendi kendine;

"şuan o kadar mutluyum ki; ölebilirim.."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder